Atlas’ın hikâyesi, kardeş kıskançlığı gibi birçok çocuğun iç dünyasında sessizce büyüyen ama çoğu zaman dile getiremediği bir duyguyu görünür kılar. Kendi odasına kavuşmanın verdiği özgürlük hissi ile kardeşi Meva’nın varlığı arasında sıkışan Atlas, çocuk okura “yalnız değilim” duygusunu yaşatır. Hikâye, kardeş sahibi olmanın yalnızca paylaşmak zorunda kalmak değil; anlamak, sabretmek ve empati kurmak olduğunu sade ve samimi bir dille aktarır. “Akıllı ev sistemi SES” gibi modern ve mizahi bir unsurla zenginleşen kurgu, teknolojik çağda büyüyen çocukların dünyasına da doğrudan temas eder. Bu yönüyle kitap, hem duygusal farkındalık kazandıran hem de günümüz çocuklarının gerçeklik alanına hitap eden güçlü bir metindir. Çocuklara, olumsuz görünen duyguların bastırılması değil, tanınması ve dönüştürülmesi gerektiğini hissettirir.